TESBİHİN TARİHÇESİ
Tesbih Arapça ’sebh’ kökünden gelmektedir. Tesbihin çoğulu tesbihat olan ve anlamı Allahı ta’zim etmek olan tesbih yüzyıllardır duaları ve yakarışı saymak için kullanılmış ve farklı objelerden yapılmış bir araç olarak tariflendirilmiştir.
Tesbih, bütün dinlerde sayıları farklılaşarak da olsa kullanılmış Müslümanlara ise İran yoluyla Arap Yarımadası ve Müslüman dünyasıyla buluşmuştur. Osmanlı ile buluşmasıyla sanatsal açıdan gelişimini günümüze kadar taşıyan tesbihe, Osmanlı kayıtlarına göre 16’ncı asır sonlarına doğru rastlanmaktadır.
Taneler arasında uyum milimetrik farklılıkların gözle görülmeyecek şekilde olması bıçak, zımpara, torna izinin olmaması, imame koleksiyonluk tesbihlerde 4-5 tane boyunda olması, tesbihte kalem oyma işçiliğinin tesbih değerini arttırır. Tesbih ise malzemesi olarak günümüzde bilinen en kıymetli tesbih malzemeleri ise şunlar:
oltutaşı, Kehribar, Anber, Baga, Fildişi, Mercan, İnci. Bunların yanısıra malzemeler; Akik, Naka (deve dişi) Narçın, Necef, Sedef, Şahmaksut, Yüzsürü, Zergerdan (boynuz türevleridir), Abanoz Ağaç, Demirhindi, Gülağacı, Ödağacı, Kuka (çekirdek) Pelesenk, Sandal, Yılan Ağacı ve Alman Sıkması (Osmanlı sıkması) yeni döküm Sıkma Kehribarı ve Ateş Kehribar www.oltutas.com - Birdal Oltu taşı
PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.